Ders 1

Hayatı, dünyadaki sorunları, kendi kişisel geleceğimizi tüm  yönleriyle ele aldığımızda şu iki soru sıklıkla karşımıza çıkar:

Kalıcı dünya barışı mümkün müdür?

Gelecekte ve öldükten sonra bize ne/neler olacak?

Bu ilk dersimizde, Kutsal Kitap'ın bu soruları cevaplandırmada bize nasıl yardımcı olabileceğini göstermek istiyoruz.

 

Yeryüzünde Barış

Çoğu insan Kutsal Kitap'ın dünyamızın geleceğine dair söyleyecek çok şeyi olduğunun farkında değildir.

 Örneğin, Mezmurlar'ın 72. bölümünde barış ve bolluk içinde olacak yeryüzü şöyle tasvir edilir:

 

"Ey Tanrı, adaletini krala, doğruluğunu kral oğluna armağan et Senin halkını doğrulukla, mazlum kullarını adilce yargılasın! . . Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin, ay ışıdığı sürece esenlik artsın!" (Mezmurlar 72:1-2,7)

 

İnsanlık sık sık böyle bir altın çağın hayalini kurdu, ancak insan doğasının zayıflığı ve bencilliğinden ötürü sürekli bu hayalin gerçekleştirilmesinde başarısız olundu.

 İyi niyetlere karşın, insanlar arasında her daim kendi türünü hükmetmeye çalışanlar, açgözlülük ve hırsla bencilce hareket edenler ve insanlığın mutluluğu için tüm planları çıkmaza sokan birileri hep olmuştur.

Son 100 yılda bu sorunun üstesinden gelinmesi için birçok girişimde bulunulmuştur. Milletletler Cemiyeti ilk kurulduğunda Kutsal Kitap'tan alıntılanan şu kelamlar motto olarak benimsemiştir: "Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak, savaş eğitimi yapmayacaklar artık" (Yeşaya 2:4)

 

 Milletler Cemiyeti’nin kurulmasından ardından kalıcı barış umutları artmıştı, fakat yalnızca birkaç yıl sonra Avrupa'da totaliter rejimlerin yükselişe geçmesiyle ve İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle bu hayal suya düştü.

 

 Savaşın ardından barışı koruyacak bir dünya çapında otoriteye duyulan ihtiyaç Birleşmiş Milletler'in kurulmasına yol açtı, ancak bu girişim de son elli yıl içinde patlak veren birçok savaşı engellemekte başarısız oldu.

 

Çözüm Arayışı

İnsanlığın dünyanın sorunlarını çözmesi pek olası görünmüyor. İnsanlığın dünya barışını sağlaması için:

 

a)İnsan doğasında mucizevi bir değişiklik meydana gelmeli ve böylelikle insanlar birbirlerine karşı iyi yüreklilikle davranmalı.

b)Dünya barışını sağlayacak yetkiye sahip olan bir dünya liderine sahip olmalıyız.

 

İlk seçenek pek olası görünmüyor, bu yüzden ikinciyi ele alıyoruz. Bu seçeneğimizde mutlak güce ve fevkalede beceriye sahip bir lidere ihtiyacımız olacak.

 Gücünün yanısıra bu kişi bilge olmalı ve yozlaşmaya karşı direnebilmelidir. Ancak sözünü ettiğimiz lider aynı zamanda insanın zayıflığına hoş karşılamalıdır. O halde böyle bir lider nerede bulunabilir? Böyle bir lider mevcut olsa ve böylesine bir sorumluluğu kabul etmeye istekli olsa bile bir süre sonra bu kişi ömrünü tamamlayıp vefat edecek ve yerine yenisine ihtiyaç duyulacaktır.

 

İsa Mesih'in Dönüşü

Kutsal Kitap bize Tanrı'nın, dünya barışı sorununa bir çözüm getireceğini garanti eder. Üstün bilgeliği ve tüm insanlığa karşı sınırsız sevgisi ve ilgisiyle layık olduğunu çoktan kanıtlamış ve bu göreve biçilmiş kaftan olacak bir dünya lideri gerçekten de gelecek. Bu kişi Rab İsa Mesih'tir. İnsanlığı seven kişi yalnızca onları hükmedebilir, ve İsa Mesih kesinlikle insanlığı seviyordu. Dünya barışı sorununa çözüm Rab İsa'nın geri döneceği vaadidir.

     

İncil'de Hıristiyanlığın ilk dönemlerini anlatan Elçilerin İşleri kitabının ilk bölümünde  İsa'nın dirilişinden birkaç hafta sonra cennete gidişini okuyabiliriz.

 Öğrencileri O'nun cennete gidişini gördükten sonra melekler yanlarında belirir ve melekler şöyle derler:

 

 

 “Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?” diye sordular. “Aranızdan göğe alınan İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.” (Elçilerin İşleri 1:11)

 

 

İsa Mesih yeryüzünde Tanrı'nın Krallığını kuracaktır. Mevcut tüm hükümetler sona erecek ve kendisi kral olarak hüküm sürecektir. Milletler arasında barışı sağlamak için mutlak güce sahip olacaktır. Daniel’de bu durum şöyle belirtilmiştir:

 

“Bu krallar döneminde Göklerin Tanrısı hiç yıkılmayacak, başka halkın eline geçmeyecek bir krallık kuracak. Bu krallık önceki krallıkları ezip yok edecek, kendisiyse sonsuza dek sürecek. (Daniel 2:44)

 

Bu kulağa imkansız mı geliyor? İsa'nın çarmıha gerildikten sonra dirilmesi gerçeği gibi bir tarihsel gerçeklik olmasaydı, evet bu gerçekten de imkansız olurdu. İsa, öğrencileriyle birkaç hafta geçirdikten sonra cennetteki Babasının yanına gitmişti.

 

Zamanı geldiğinde O, yeryüzündeki tüm adaletsizliği, zulmü ve şiddeti ortadan kaldırmak için cennetten geri gelecek.

 Daha sonraki derslerde, İsa'nın geri dönüş zamanının yaklaştığını ve dünyanın yakında tarihinin en büyük olaylarını yaşayacağını kanıtlayacağız.

 

 

Bizim Rolümüz

Fakat tüm bunlar bizi birey olarak nasıl etkileyecek? Bu büyük değişimler yaşanırken bizim rolümüz ne olacak?

 Böylece başka bir soruya geliyoruz: “Gelecekte ve öldükten sonra bize ne olacak?”

 

Bu, tamamen kimsenin bizim için alamayacağı ve yalnızca kendimizin alması gereken kararlara bağlıdır.

 Her şeyden önce, Kutsal Kitabı kendimiz okuyarak (a) Tanrı'nın var olduğuna ve İncil'in gerçekten bizim için sözler taşıdığına; ve (b) İsa Mesih'in öldükten sonra dirildiğine ve bu yeryüzüne tekrar geri geleceğine inanmalıyız.

 

 Bunlar, dünya barışı ve kendi geleceğimize dair umutlarımızın bağlı olacağı bir dayanak noktası oluşturur. Bu kurs sırasında size bunlara inanmanız için mantıklı gerekçeler sunacağız.

 

Kendi kişisel geleceğimizi düşünmeye başladığımızda, bu her şeyin anahtarı olan İsa'nın dirilişidir.

 Yeni Ahit boyunca bir Hıristiyanın gerçek umudunun ölümden diriliş olduğunu göreceksiniz.

 Aslında İsa'nın geri döndüğünde yapacağı ilk şey, birçok insanı hayata geri döndürmek olacaktır.

 Tanrı'nın kendi Oğlunu öldükten sonra dirilttiğine ve Tanrı'nın vaat ettiği her şeye iman etmiş insanların yeni hayatları, şimdiki hayatlarından farklı olacaktır. İsa buna “sonsuz yaşam” adına verdi. O dedi ki:

 

"Çünkü Babam’ın isteği, Oğul’u gören ve O’na iman eden herkesin sonsuz yaşama kavuşmasıdır. Ben de böylelerini son günde dirilteceğim.” (Yuhanna 6:40)

 

Bu dersin temel amacı, , yeryüzündeki Tanrı'nın Krallığındaki sonsuz yaşam armağanını Kutsal Kitap'tan nasıl alabileceğinizi göstermektir. Yuhanna 3: 16'da şöyle der:

 

"Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun."

 

Ancak "Ben İsa'ya inanıyorum" demek yeterli değildir. Öncelikle O'nun geliş sebebini ve onun gelişinin, yüzyıllar önce Tanrı tarafından verilen sözlerle ile olan ilişkisini anlamalıyız.

 O halde O'nun bizden yapmamızı isteği şeyleri öğrenmeliyiz. Çünkü emirlerini uymadığımız sürece inanmak faydasızdır.

 

İncil'i okumadığımız sürece bunların hepsini öğrenemeyiz. Örneğin:

 

"Demek ki iman, haberi duymakla, duymak da Mesih’le ilgili sözün yayılmasıyla olur" (Romalılar, 10:17)

 

Bu dersin amacı Kutsal Kitabın mesajını açıklamak, sonsuz yaşama giden yolu göstermek ve dünya için tek umudun İsa Mesih'in dönüşü olduğunu göstermektir.

 

Özet

İncil'de, İsa'nın kral olarak dönüşüyle kalıcı barışın geleceğinin vaadi vardır. İsa Mesih'e iman eder ve emirlerine uymaya çalışırsak, ölümden kurtulup sonsuz yaşama kavuşacağımıza umut ederiz.

 

 

Sorular

Her derste,  dersi anlayıp anlamadığınızı eğitmeninizin görmesine yardımcı olacak bazı sorular vardır.

 Mümkünse Kutsal Kitap'tan yapılan yukarıdaki tüm alıntıları göz önünde bulundurarak dersleri dikkatli biçimde okuyunuz. Ardından sorulara cevap veriniz.

 

Bu kursa devam etmek istiyorsanız, tüm yapmanız gereken aşağıdaki soruları cevaplamak ve cevapları bu dersleri size gönderen kişiye geri göndermektir.

 

A1 Kutsal Kitabı okumak neden önemlidir?

A2 İncil'e göre, dünyada kalıcı barış olması için tek esas nedir?

 

Sormak istediğiniz veya aklınıza takılan bir şey varsa lütfen şimdi sorunuz!

 

O'nun sözünü anlama arayışında Tanrı seni kutsasın.