5. Ders

Tanrı’nın Amacı İçinde Olan Yahudiler

Kimse Yahudilerin dünyanın şimdiye kadar tanıdığı en göze çarpan insanlar arasında olduğunu inkâr edemez. Onlar her zaman başka oluşlarıyla bilinmişlerdir.Tarihleri boyunca ırklarının ve dinlerinin ayrı olması yüzünden acı çekmişlerdir. Yahudiler birlikte yaşadıkları uluslar içinde birlik olma  çabalarına rağmen ya sevilmemişler ya da hor görülmüşlerdir.

Yahudiler öyle olmak istedikleri için değil ,Tanrı tarafından özel olmaları istendiği için farklıdırlar. Tanrı’nın Yahudilerle olan ilişkisi Ur adında putlara tapılan, şu anda Irak sınırları içinde yer alan bir şehirde yaşamış Abram adlı biriyle başlamıştır. Tanrı ona Ur şehrinden ayrılması ve bugün İsrail olarak bilinen topraklara gelmesi için çağrıda bulunmuştur. Tanrı’ya inanan ve ona itaat eden Abram iman ederek Tanrı’nın çocuklarının tamamının misali ve babası olmuştur. İlerleyen zamanlarda onun adı Abraham (İbrahim) olarak değiştirilmiştir.

Yahudiler daha sonra İsrail adı verilen, oğlu İshak ve en büyük oğlu olan Yakup vasıtasıyla İbrahim soyundan gelmişlerdir. Büyük bir kıtlık Yakup’u ve onun geniş ailesini zenginleştiği ve çoğaldıkları, Mısır kralı Firavun’un lütfuna nail oldukları yer olan Mısır’a doğru götürmüştür. Lakin bir süre sonra Yahudilerden korkmaya ve onlara güvenmemeye başlayan bir diğer kral iktidara gelmiş ve onları köle yapmıştır. Onların sıkıntıları ve eziyeti o kadar fazlalaştı ki, Tanrı’dan yardım istemişlerdir. Tanrı onlara Mısır’dan ayrılmaları gerektiğini emreden kurtarıcıları Musa’yı göndermiştir.

Firavun onları tutmakta kararlıydı ancak Tanrı’nın elçisi Musa aracılığla topraklarına korkunç felaketler getirdi. Firavun boyun eğdi  ve Yahudilerin gitmesine izin verdi.

İsrail ile Ahit

Onlar yola çıktıktan sonra Firavun fikrini değiştirmiş ve peşlerine düşmüştür. Fakat bir diğer büyük mucize vasıtasıyla Yahudiler Kızıldeniz’in diğer tarafına geçmiş ve Tanrı’nın onlarla dinsel sözleşme yaptığı Arabistan’daki Sina Dağı’na gelmişler ve Tanrı onlara birtakım kurallar sunmuştur. Bunlar Tanrı’nın onlara karşı sözleridir:

“Bana tamı tamına itaat eder ve anlaşmama bağlı kalırsanız bütün kavimler haricinde benim kıymetli varlığım olacaksınız. Bütün kâinatın benim olmasına karşın ,sizler benim için rahiplerin krallığı ve bir kutsal kavim olacaksınız.” (Mısır’dan Çıkış 19:5,6)

Böylece Yahudilere onlardan önce İbrahim’in yaptığı gibi Tanrı’ya itaat etmeleri için çağrıda bulunulmuştur. Onlar itaatkar oldukları takdirde Tanrı’nın çocukları, yani kutsal kavim olarak zenginleşeceklerdi.Fakat bu büyük ayrıcalık beraberinde ağır sorumluluklar getirdi. Hem itaatin hem de itaatsizliğin sonuçları onlardan önce sunulmuştur. İtaat huzur ile birlikte birçok lütfu ve onların ebedi varlık için sahip olacakları Kenan diyarının topraklarındaki, bugünkü İsrail , bereketi de beraberinde getirecekti.

Diğer yandan onlar eğer itaat etmezlerse ve etraflarındaki kavimlerin tanrılarına ibadet etmeye başlarlarsa felaket onları bulacaktır.

“Rab sizlerin düşmanlarınızdan önce bozguna uğramanıza yol açacak… Sayıca az kalacaksınız çünkü sizler Rabbinize yani Tanrı’ya itaat etmediniz…. Rab sizleri dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar bütün ulusların arasına dağıtacak…... Bu ulusların arasında  huzur bulamayacak, tek ayağınızın üzerinde dinlenmek için bile bir yer bulamayacaksınız…….. Tereddüt içinde hem gündüz hem gece dehşet ile hayatınızdan emin olmadan yaşayacaksınız.” (Deutronomy 28:25, 62, 64-66)

İkaz niteliğinde kastedilen bu sözler ulus tarihinin kehaneti olmuştur. İsrail topraklarında yaşarlarken durmaksızın itaatsizlik ettiler ve en sonunda Tanrı’nın Oğlu olan Yüce İsa Mesih’i reddettiler ve onun ölümünden sorumlu oldular. Bütün uyarıların cezası meydana gelmiştir. Son iki yüz yıl boyunca onlar ağırlıklı olarak Hristiyan ulusların boyunduruğu altında yinelenen zulümlerden acı çekmişlerdir. Avrupa’daki Nazi Soykırımı Yahudiler için son yüzyılın dehşet verici bir olayı olmuştur. Fakat onlar Tanrı’nın hayatta kalmaları gerektiğini istemesi doğrultusunda hayatta kaldılar. Onlar Tanrı’nın varlığının gerçekliğine tanıktırlar. 19. Yüzyılın sonlarına kadar İsrail’de sayıca çok az bulunmalarına karşın günümüz dünyasında neredeyse dünyanın her ülkesinde Yahudiler vardır.

İsrail’in Kralı

Fakat bu durum ,Eski Ahit’in peygamberleri uzun zaman önce kehanette bulundukları için değişmiştir. Tanrı insanlarını unutmamış ve peygamber Hezekiel onlara söz verilmiş olan babalarının topraklarına dönüşü hakkında şöyle dedi:

“Sizi uluslar arasından alacak, bütün ülkelerden toplayıp ülkenize geri getireceğim. Atalarınıza verdiğim ülkede yaşayacak, benim halkım olacaksınız, ben de sizin Tanrınız olacağım.” (Hezekiel 36:24, 28)

Ders 4’te Hezekiel 37:22’i  ve vatana dönüş sonrasında İsrail’in yeni bir kralı, ki onun Yüce İsa olacağının söz verilişinden bahsettik. Dolayısıyla Yahudilerin yurtlarına dönüşü Yüce İsa’nın yeryüzüne dönüşü ile bağıntılıdır. Kendisi bütün dünyaya Yeruşalim üzerinden hükmedecek olan şehrin ‘Ulu Kral’ın Şehri’ (Matta 5:35), yani Yeruşalim olduğunu söylemiştir.

Mühim bir soru sorulmayı beklemektedir: şu anda Yahudiler halen Tanrı’nın Oğlu olabileceğini kabullenmemiş ve bu yüzden İsa’yı onların Mesih’i olarak reddetmişlerdir. Onların çoğu gerçeği söylemek gerekirse Mesih’in gelişini beklemekteydiler fakat onlar onun ulu bir insan olmasına rağmen ölümlü olacağına ve er ya da geç İsrail’i yüceliğe yani eski konumuna getirme görevini yerine getirdikten sonra hayata gözlerini yumacağına inanmaktaydılar.

 

İsrail’in Geleceği

Bu vaziyet değişecek mi? Yahudiler İsa’yı Tanrı’nın Oğlu olarak istememeye devam edecekler mi? Kehanetten de anlaşıldığı üzere Mesih’in dönüşünden önce Yahudiler üstesinden geldikleri her şeyin kaybolacağı talihsiz bir dönemden geçeceklerdir. Yeruşalim tekrardan saldırı altında olacak ve düşman ordular tarafından ele geçirilecek, fakat Tanrı onları kurtaracaktır. O ordular sonunda bozguna uğratılacak ve Yeruşalim kurtarılacaktır.

“Yakup için sıkıntılı bir süreç olacak, ancak o bundan korunacaktır.” (Jeremiah 30:7)

“Yeruşalim'e karşı savaşmaları için bütün ulusları bir araya getireceğim. Kent ele geçirilecek, evler yağmalanacak….. Sonra RAB gidip bu uluslara karşı savaşacak….. O gün O'nun ayakları Yeruşalim'in doğusundaki Zeytin Dağı'nın üzerinde duracak” (Zekeriya 14:2-4).

Zeytin Dağı İsa’nın cennete gittiği yerdir ve havarilerine gittiği yerden geri geleceği sözü verilmiştir. (Elçilerin İşleri 1:11)

O topraklarda ki Yahudilerin meraklandıkları kadarıyla  bu onların değişimi olacaktır. Onlar onları düşmanlarından kurtaran kişinin İsa Mesih’ten başkası olmadığını öğreneceklerdir.

“Delik deşik ettikleri kişiye, yani bana seyirci kalacaklar ve onlar bir kişinin yalnızca tek bir çocuk için matem tuttuğu gibi onun için matem tutacaklar.” (Zekeriya 12:10)

İsa ve havarileri ilk vaaz vermeye başladıkları zaman “Tanrı’nın Krallığı’nı” vaaz vermişlerdir. Önümüzdeki dersimizde Yahudilerin tarihi ve gelecek Tanrı’nın Krallığı arasındaki bağlantıyı öğreneceğiz.

Özet

Yahudiler İbrahim’in torunlarıdır ve O’nun ayrıcalıklı insanları olmak için Tanrı tarafından seçilmişlerdir. Sürekli itaatsizliklerinden dolayı cezalandırılmışlar ve son olarak dünyanın dört bir yanına dağılmışlardır. Onların eski topraklarına dönüşü İsa Mesih’in geri dönüşünün yakın olduğunun bir işaretidir. Onun dönüşüyle onlar büyük dertten kurtarılacak ve değişeceklerdir.

Sorular

E1 Burada Eski Ahit’te çoktan gerçekleşen Yahudilerle ilgili birçok kehanet vardır. Onların ikisinden bahseder misiniz?

E2 Birkaçı haricinde Yahudiler genellikle İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğuna inanmamaktadır. Onlar gelecekte de aynı şeyi yapacaklar mıdır ve eğer yaparlarsa, böylesi bir değişime ne sebebiyet verecektir?

Burada ne okuduğunuzla hemfikir olabilir misiniz?