11. Ders

İSA MESİH HAKKINDAKİ HAKİKAT

Önceki öğretimizde Tanrı’nın İbrahim’e bütün insanları kutsayacak olan bir soy vaadinde bulunduğunu öğrenmiştik. Aynı zamanda Tanrı Kral Davut’a sonsuza kadar kral olarak hüküm sürecek olan özel bir Oğul vaadinde bulunmuştur. Bu kişi bütün o vaatleri gerçekleştirecek olan İsa Mesih’tir. (Luka 1:32, 33)

‘İsa Mesih’ adı ve unvanı ‘Kurtarıcı, Vaftiz Edilmiş Kişi’ anlamına gelmektedir. ‘İsa’ için kullanılan İbranice kelime veya ‘Vaftiz Edilmiş Kişi’ ‘Mesih’tir’ ve İsa doğmadan yüzyıllar öncesinde Yahudiler onların düşmanlarını bozguna uğratacak ve onlara insanlar arasında şeref  verecek olan Mesih’lerini, Davut’un Oğlu, bekliyorlardı.

İsa’nın çoğunu inandırdığı mucize aslında Mesih olmasıydı ve ölümünden yalnızca birkaç gün önce Yeruşalim’e girdiğinde kalabalık haykırarak onu sevinçle karşılamıştır,

“Davut’un Oğlu’na şükranlar olsun! Rabbin adıyla gelen O kutsanmıştır! (Matta 21:9)

Yahudiler İsa’nın doğaüstü güçlerini onların yaklaşık yüz yıl ünce yurdu işgal etmiş olan Romalılar üzerindeki zaferine öncülük etmek için kullanacağını ümit etmişlerdir. Daha öncesinde insanlar onu zorla kral yapmayı bile düşünmüşlerdir. (John 6:15)

Onlar Mesih’in çarmıh üzerinde insanlarını günahlarından kurtarmak için ilk ölmek zorunda olduğu kehanetinde bulunan kendi peygamberlerinin sözlerini anlamamıştır.

“O insanlarca hor görülmüş ve reddedilmiştir…..O bizim günahlarımız için delik deşik edilmiştir….yaşanılacak topraklardan irtibatı kesilmiş; insanlarımın günahları için can vermiştir.” (Yeşaya 53: 3-8)

Bu onun krallığı hakkındaki vaatlerini yerine getireceği İkinci Gelişindendir.

“Dünyanın krallığı Rabbimizin ve onun Mesih’inin olmuştur ve o sonsuza dek hüküm sürecektir.” (Vahiy 11:15)

İsa Mesih, Tanrı’nın Oğlu

Cebrail Meryem’e Yüce Tanrı’nın Davut’un tahtına oğlu İsa’yı geçireceğini ve onun krallığının asla sona ermeyeceğini söylemiştir. Meryem meleğe: “Peki bu nasıl olacak?”, “bakire olduğum için mi?” diye sordu. Melek yanıtladı:

“Kutsal Ruh seninle karşılaşacak ve Yüce Tanrı’nın kudreti seni gölgede bırakacak. Böylelikle doğacak kutsal kişi Tanrı’nın Oğlu olarak adlandırılacak.” (Luka 1:31-35)

İnsan aklı İsa’nın bu mucizevi gebe kalınışını anlayamamaktadır:ama biz Tanrı’nın evreni yarattığına inanıyorsak O’nun kudretinin doğanın olağan gidişatının ötesinde olan böylesi bir mucizeyi gerçekleştirebileceğine yeterli olduğuna da inanabiliriz.

“Ancak zaman  geldiğinde Tanrı bir kadından Oğlu’nu,  gönderdi.” (Galatalılar 4:4) Böylelikle İsa Davut’un evinde Meryem’den dünyaya gelen bir insan oldu. Bundan dolayı o Davut’un ve Tanrı’nın Oğlu’dur. Onun Kutsal Ruh’un kudreti tarafından mucizevi bir şekilde gebe bırakılmasına karşın aslında onun da bizim doğamızı paylaşan bir insan olduğunu anlamak önemlidir. “Çocuklar etten kemikten olduğu için o da onların insanlığını paylaştı.” (İbraniler 2:14) Sık sık kendisi için kullandığı tabir ‘İnsan Oğlu’ olmuştur.

“Ne var ki, Tanrı’nın armağanı Adem’in suçu gibi değildir. Çünkü bir kişinin suçu yüzünden birçokları öldüyse Tanrı’nın lütfu ve bir tek adamın, yani İsa Mesih’in lütfuyla verilen bağış birçokları yararına daha da çoğaldı!” (Romalılar 5:15)

Burada insanın (Adem) hatası yine hiç günah işlememiş olan insanın (İsa Mesih) zaferinin aksini oluşturulmuştur. O ölümü insanlığın üzerine getirendi ve o, İsa Mesih, iman etmeye çağırdığının tamamına yaşam umudu getiren insandır.

“Yalnızca tek bir Tanrı ve insanlar ve Tanrı arasında tek bir aracı, İsa Mesih, vardır.” (1 Timoteos 2:5)

Burada İsa’nın hümanizmine tekrardan vurgu yapılmıştır ve biz ayrıca İsa ve onun Baba’sı arasındaki ilişkiyi anlamaya başlıyoruz. Tek bir Tanrı ve İsa Mesih arasında çizilmiş belirgin bir ayrım vardır.

Baba ve Oğlu

Hristiyanlık dünyasının neredeyse her yerinde her anlamdan Yüce Tanrı’ya denk olan İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğu  , tamamının denk olduğu, Tanrı olan üçüncü kişinin Kutsal Ruh olduğu üç kişi olduğu öğretilmektedir. Bu tümüyle İsa’nın ölümünden yaklaşık dört yüz yıl sonrasına kadar açıklanmamış Teslis inancıdır. İncil’de öğretilmez ancak Hristiyanların ilk nesillerinde de öğretilmemiştir.

Baba ve Oğul arasındaki gerçek ilişki şu sözlerde dile getirilmiştir:

“İsa dünya üzerinde olduğu günler süresince  ibadetlerinde ve dualarında feryat ve gözyaşları ile onu ölümden kurtaracak kişiye yakardı ve samimi itaatinden dolayı işitildi.” (İbraniler 5:7,8)

Böylesi bir ibadet Gethsemane Bahçeleri’nde yapılmıştır: “Baba, senin isteğine uygunsa bu kaseyi (ölüm) benden uzaklaştır; yine de benim isteğim değil, senin isteğin olsun.” (Luka 22:42)

Baba ve Oğul arasındaki farz edilen eşitlik ile ilgili olarak: İsa demiştir ki, “Tanrı benden daha büyüktür. Ben harfiyen Tanrı’nın bana buyurduğu şeyi yapıyorum.” (John 14:28,31) Bazıları böylesi bir ilişkinin yalnızca dünyadaki ömrü boyunca doğru olabileceğini iddia etmişlerdir; fakat onun dirilişinden sonrasında bile o Babasını “Tanrım” diye söylemiştir. (Vahiy. 3:12) Paul, “… Mesih’in yöneticisi Tanrı’dır.” diye yazmıştır. (1 Korintliler 11:3)

İsa’nın Tanrı’ya denk olmadığına dair en belirgin olası açıklamaya Paul’un Korintlilere ilk mektubunda ulaşılmaktadır. Mesih’in gelecek vakitte hüküm süreceğini kastederek şöyle yazmıştır,

“Bundan sonra o bütün hakimiyeti, yönetimi ve gücü  ortadan kaldırdıktan sonra krallığı Yüce Tanrı’ya teslim ettiği vakit son gelecek…. O bunu yaptığı zaman , Oğul her şeyi ayaklarının altına seren Tanrı’ya bağımlı kılınacaktır,böylelikle Tanrı herşeyin bütünü olacak.” (1 Korintliler 11:3)

İsa acı çekme yolu ile kusursuz hale getirilmiştir:

“O oğul olmasına karşın çektiği acılarla itaat etmeyi öğrenmiş ve yetkin kılınınca ona itaat eden herkes için ebedi kurtuluşun kaynağı haline gelmiştir.” (İbraniler 5:8,9)

Eğer o ıstırap yolu ile kusursuz hale getirilmişse Tanrı’nın oğlu olarak Meryem’den doğmadan önce cennette yaşamış olması olası değildir. Eğer o Tanrı’nın oğlu olmuş olsaydı, zaten kusursuz olurdu. İsa da bir insandı; yoruldu, bazen acıktı ve susadı, biz gibi oda arzuladı. Fakat o Tanrı’nın Oğlu olduğu için bütün baştan çıkarıcı şeylere karşı koyabilmiş ve günahsız kalmayı başarmıştır. Bu ölümden dirilen Tanrı’nın Oğlu olduğundan dolayı değil itaatinden dolayıdır.

“… o kendini alçalttı ve ölüme boyun eğdi… Bu nedenle Tanrı onu en yüksek makama yüceltti ve her dizin önünde çökmesi gereken, her adın üzerinde olan, İsa Mesih adını bağışladı…..Baba Tanrının yüceltilmesi için” (Filipililer2:8-11)

Özet

İsa bir bakireden,bir erkekten değil ,Tanrı’nın kudretiyle dünyaya gelen Tanrı’nın Oğlu’dur. O doğrusu bir insandır ancak çoğu insandan farklı olarak o günahsızdı ve Babasının amacına uygun olarak acı çekerek kusursuz hale getirilmiştir. İsa ve Tanrı arasındaki ilişki tam olarak Baba ile Oğul arasındaki ilişki gibidir. Onun itaatinden dolayı Tanrı onu O’nun sağ elinde ölümden sonsuz görkeme yükseltmiştir.

Sorular

L1 İsa’nın Tanrıya eşit olmadığını gösteren iki tane sözün tamamını yazınız.

1.1   Tanrı neden İsa’yı diriltmiştir?