Ders 18

Hristiyanlık Öğretisi (4)- Çevremizdekilerle ilişkiler

‘’…. İsa ona şu karşılığı verdi: ‘Tanrı’nı tüm yüreğinle, canınla ve aklınla seveceksin. Ve komşunu da kendin gibi seveceksin.’’ (Matta 22:37-40) Ve ‘’İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız siz de onlara öyle davranın.’’ (Matta7:12) diye ekledi.  Havari John ise ‘’Gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı’yı sevemez. Kim ki Tanrı’yı seviyor, kardeşini de sevmeli. ‘’ (1Yuhanna 4:20-21) 

 Görüyoruz ki müritlik çevremizdekileri sevmemizle sınanıyor. Birçok farklı sevgi vardır. Cinsel sevgi, arkadaş ve aile sevgisi insan doğasına aittir ve bize hastır. Kendimizi sevmemiz de bir o kadar doğaldır. İhtiyaçlarımızı karşılar ve refahımız için endişe duyarız.

Fakat Hristiyanlık sevgisi, her ne kadar sevilesi ya da çekici olmasalar da (kendimizi sevdiğimiz kıstaslarda) diğer insanları da sevmeyi gerektirir. Oldukça basit gözükür fakat uygulamak o kadar da basit değildir. Bu, kendi ihtiyaçlarımızı öncelememizi söyleyen içgüdülerimize terstir. Çünkü aksine, bu sefer önce başkalarının ihtiyaçlarını gözetmemiz gerekir.  ‘’Herkes kendi yararını değil, başkalarının yararını gözetsin.’’ (1Korintliler10:24) 

Eğer Tanrı’yı memnun etmek istiyorsak; başkalarıyla ilgili olduğumuz kadar, onlarla olan ilişkilerimizde de dürüst, güvenilir ve adil olmalıyız. Bu ilkeleri hayatımızda nasıl uygulayacağımızı bilemediğimiz zamanlar olabiliyor. Özellikle yozlaşmaya başlayan patronlar için dürüstçe çalışmak… Eğer mümkünse, Tanrı’nın hoşuna gitmeyecek işler yapmakta bir sakınca duymayan insanlarla çalışmaktan kaçınmalıyız.

Ticari standartlar

Bazı işletmelerde kar dürtüsü diğer insanların önüne geçebiliyor.  İşçiler istismar ediliyor. Kişisel ve ailevi meselelerine yeteri kadar ilgi gösterilmiyor. Birçok işletmenin yönetiminde sahtekarlık dönüyor, anlaşmaları güvenceye almak için rüşvete başvuruluyor, dökümanlar ise gerçekte olan bitenlerin çok zor. Çünkü bize dürüst olmamız ve elimizden gelenin en iyisini yapmamız öğütlendi. (Efesliler 6:5-8) Her ne kadar zor olsa da, bazen işsiz olmak dürüst ve adil olamayacığımız bir işte olmaktan daha iyidir. Bu yüzden, bizim değerlerimizi paylaşmayan biriyle iş ortaklığı yapacağımız zaman dikkatli olmamız gerekir.

İşçi Sendikaları ve Profesyonel Dernekler

Bazı firmalarda bir sendikaya\kuruluşa üye olmamız beklenebilir. Sendikalar, profesyonel dernekler ve diğer bazı benzer kuruluşlar genellikle üyelerinin daha iyi çalışma koşullarına, maaş zammına ve kuruluşta daha etkin rollere ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla varlıklarını sürdürürler. Ayrıca bu tarz oluşumlar refah kazanımına ve güvenli çalışma koşullarının korunmasına da katkıda bulunurlar. Birçok patron çalışanlarının herhangi bir sendikaya üye olmasını ister. Fakat bir protestoya katılmamızı ya da değişim için işi bırakmanızı gerektiren durumlardan kaçının.

Yüce İsa’nın izindeki biri, haklar, daha iyi koşullar ya da para için savaşmamalı. Pavlus‘’… Çünkü ben her durumda elimdekiyle etinmeyi öğrendim.’’ (Filipliler4:11), ve Petrus ise ‘’ Ey hizmetkarlar efendilerinizin sadece iyi ve yumuşak huylu olanlarına değil, ters huylu olanlarına da tam bir saygıyla bağımlı olun. Haksız yere acı çeken kişi, Tanrı bilinciyle acıya katlanırsa Tanrı’yı hoşnut eder.’’ (1Petrus 2:18-19) demiş.

 Devlet

İncil bize altında yaşadığımız hükumetle nasıl ilişki kurmamız gerektiğine dair bilgiler sunuyor.

‘’İnsanlar arasında yetkili kılınmış her kuruma Tanrı adına bağımlı olun. Tanrı’nın hizmetkarları olarak yaşayın, herkese saygı gösterin, kardeşlerinizi sevin, Tanrı’dan korkun, kralı yüceltin.’’ (1Petrus2:13-18)

Bir başka benzer metin ise şöyledir:

‘’Bunun için yalnız Tanrı’nın gazabı nedeniyle değil, vicdan nedeniyle de yönetime bağlı olmak gerekir. Vergi ödemenizin nedeni de budur. Çünkü yöneticiler Tanrı’nın bu amaç için gayretle çalışan hizmetkarlarıdır. Herkese hakkını verin….’’ (Romalılar 13:5-7)

İsa’nın kendisi de yabancılar tarafından yönetilen bir ülkede yaşadı. Yöneticiler Romalılardı. Yahudiler ülkeyi onlardan almak için ayaklanmak ve savaşmak istedi fakat İsa hiçbir zaman onları desteklemedi. Ne kadar zor olsa da İsa Romalıların hükmünü kabul etti. Vergilerini ödemekte zorlanıp yardım istediğinde ‘’Vergi öderken kullandığınız parayı gösterin bana, bu resim ve yazı kimin? ‘Sezar’ın’ dediler. Öyleyse Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını da Tanrı’ya verin.’’ (Matta22:19-22)

İsa Yahudileri politik liderlerinden ayırmadı, amacı onları Tanrı’nın Krallığı’na hazırlamaktı. Fakat zamanı henüz gelmediği için, Tanrı’nın emirleriyle çakışmadığı sürece insan hükümranlığını kabul etti. Buna örnek olabilecek bir anlaşmazlık Elçilerin İşleri 4:18-20’de de işlenir. On iki havariden ikisinden (Yuhanna ve Petrus) üst yetkililer tarafından İsa hakkında vaaz vermekten vazgeçmeleri istenir fakat onlar bu emre itaat etmezler.

Dünyadaki tüm hükümdarlar sadece Tanrı’ya hizmet ettikleri sürece, Tanrı buna izin verdiği için hükmetmişlerdir. İnsanoğlu dünyayı kendi çabasıyla veya bunu isteyen diğerlerinin de yardımıyla daha iyiye çevirmeye çalışabilir fakat bu ancak Yüce İsa’nın geri dönüşüyle olabilir. Tanrı’nın Krallığı’nın gelişiyle çözülebilecek olan mevcut tüm problemlerimizin Tanrı tarafından bilindiğine ve görüldüğüne inanan gerçek bir Hristiyan buna inanır.

Sosyal Meseleler

İsa’nın kendi zamanında hiçbir siyasi olaya karışmadığı gibi, bir mürit/havari de ülkesinin siyasetinde aktif rol almayı reddeder. Ne kadar cezbedici olursa olsun reform getirici hiçbir kampanyada/mücadelede yer almayacaktır.

Pavlus örneği bunun için idealdir. Kölelik zamanının en şeytani sosyal meselesiydi, fakat Pavlus buna karşı bir mücadele vermedi ya da köle tüccarlarını bu eylemleri için kınamadı. Hristiyan köle sahiplerine kölelerine karşı düşünceli davranmalarını öğütledi, onları hristiyan kardeşleri olarak görmelerini istedi. Aynı şekilde köleleri de efendilerine tıpkı İsa’ya hizmet ediyormuşçasına en iyi şekilde hizmet etmelerini öğütledi. (Koloseliler3:22,4:1)

Bir Hristiyan Olarak Yaşamak                                                                   Hatırlayın ki Tanrı Hristiyan müritlere yerine getirilecek özel işler verdi. Tanrı’nın Krallığı’nı müjdelemek onlara bahşedilen bir ayrıcalıktı. (Markus16:15)

Onlar bu krallığın müjdeleyicisidirler. Onlar insanlara dünyadaki tüm sorunları çözecek ve dünyaya doğrulukla hükmedecek Mesih İsa’nın geri gelişini anlatırlar.

Fakat eğer onlar zengin olmakla, bencil ve güvenilmez olmakla meşgul olur ve başkalarının ihtiyaçlarını görmezden gelirlerse o zaman tüm bunları anlattıkları insanlar da onları ciddiye almayacaktır.

Fakat eğer onlar İsa ve Havarilerinin yaşadığı gibi kimseyi kırmadan insanlara yardım ederek Tanrı’nın emirlerine öncelik verip ülkelerinin yasalarına da uyarak dürüstçe Tanrı’nın sözlerini yayarlarsa işte o zaman onları anlayan ve Tanrı’ya dönenler olabilir.

‘’ Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki iyi işlerinizi görerek göklerdeki Babanızı yüceltsinler.’’ (Matta5:16)

    Sorular

1)      İsa örneği üzerinden bir Hristiyanın sosyal yaşamındaki/toplumdaki davranışlarına dair neler öğrenebiliriz?

2)      İsa’nın geri döneceği vaadi toplumdaki davranışlarımızı/yaşam tarzımızı nasıl etkileyebilir?