Hristiyan yaşamında Siyaset, Oy kullanma ve protesto

 

Bir Hıristiyan seçime katılabilir mi?

 

Bu soruların cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz

 

1) Bir Hıristiyan olarak ülkeye ve yerel topluma yardım ediyor musunuz?

 

2) İsa siyasete veya protestolara katıldı mı?

 

3) İlk Hıristiyanlar ne gibi önerilerde bulundu?

 

4) Bir Hıristiyan seçime katılabilir mi yani oy kullanabilir mi?

 

5)Sisteme ait bir lider aramalı ve desteklemeli miyiz?

 

 

 

 

 

1) Bir Hıristiyan olarak ülkeye ve yerel topluma yardım ediyor musunuz?

 

 

Herkes dünyamızda birçok şeyin yanlış olduğunu kabul eder. Tanrı harika bir yaratıcıdır. Çünkü Tanrı dünya’yı yarattğında şöyle ifade edilmişti "Tanrı bunun iyi olduğunu gördü"

 

Yaradılış 1:21 (Ne yazık ki, insanlar birçok yönden zarar gördü. İsa şöyle söylemişti;

 

Mar  7:21,23 Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. ... Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir.

 

Bunlar politikacıların yönetme gücüne sahip olduğunu gördüğümüzde onlarında sorunlarının dahilindedir. Yönetmek için seçilirler. Hepsi birçok şeyi etkileyen kararlar alırlar. Ülkelerine, kendilerinden daha fazla önem veren politikacılar bile sorunlara neden olan yanlış kararlar alabilirler.

 

 Bir Hıristiyanın yaşadığı topraklara yani ülkesine karşı görevi nedir? Diye bir soru sorduğumuzda, birçoğu ülkelerini geliştirmek için siyasetle ilgili bir şeyler yapmaları gerektiğine inanıyor.

 

İyi bir vatandaş olmak bir Hıristiyanın görevidir. Herkes Mesih'i ve öğretilerini takip ediyor olsaydı, sonuçlar şöyle olurdu;

 

Asker yoktu (Yıkıcı silah yoktu) İnsanlar savaşmayacaklardı. İsa'nın gerçek takipçileri ülkelerinin yasalarını ihlal etmezler.

(Hapishane yoktu) Suç yok olmayacaktı, Yasalar, hakim ya da avukat olmayacaktı)

 

Anlaşmazlıklar barış içinde çözülürdü. Güvenlik sistemi, gözetim ya da gözetime gerek kalmayacaktı. Hırsız ya da başkasına zarar vermek isteyenler de olmayacaktı.

 

Barış, sevgi, nezaket, nezaket ve dürüstlük alışkanlığı olsaydı dünya ne kadar harika bir yer olurdu. Lütfen hayal edin eğer herkes birbirini sevseydi ve birbirine destek verseydi ve şiddet olmazdı, istismar olmazdı. Lütfen hayal edin maddi olanaklar sırf iyi şeyler için harcasaydık bu bizim dünyamiz için çok güzel olacaktı. Eğer herkes gerçek bir hristiyan olsaydı İsa’nın dediği gibi yaşardı.

 

Hıristiyanlar ülkeye ve yerel topluluklara Tanrı'nın amacı uyarınca yardım eder. Ancak siyasete, oy kullanmaya ve protestolara gerçekten gerek yok.

 

2) İsa siyasete ve protestoya katıldı mı?

 

Cevap: İsa hiç bir zaman siyasete ve protestolara katılmadı .

 

İsa’nın net anlaşılır bir prensibi vardı:

Krallığım bu dünyadan değil.yuhanna 18:36

 

Gelecekte, İsa bu dünyanın kralı olacak. Bununla birlikte, ilk kez imanlı insanlar halkın manevi durumuyla ilgilendi. Siyaseti o dönemin liderlerine bıraktı. Eğer birisi bir Hıristiyanın adaletsizliğe karşı savaşması gerektiğini iddia edebilirse, bu iddiayı Şüphesiz İsa öne sürebilirdi. O kadar kötü muamele görmesine rağmen isyan etmedi. O zamanı bir düşünün lütfen. Şiimdi onun topraklarına İsrail deniyor . Roma İmparatorluğu'nun demir yumruğu altındaydı ve roma askerleri yahudilere ve insanlara zulüm ediyor ve hatta öldürüyorlardı. İsa itiraz  yahut isyan etti mi? Tabii ki hayır .

 

Toplumsal değişim ve yıkım arayan devrimci bir lider miydi ? Tabii ki hayır! Tam aksine hiç bir zaman itiraz etmedi isyan etmedi ve gelin bu romalılardan kurtulalım deyip bir hareket başlatmadı. Üç buçuk yıllık hizmet süresi boyunca hiç bir zaman Roma makamlarıyla ilgilenmedi. İsa Mesih siyasi konulara da hiç girmedi.

 

Yahudiler İsa’ya gelip sordular: Sezar’a vergi vermemiz doğru mu? İsa cevap verdi;

 

 Luk  20:25 O da, “Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin” dedi.

 

Hayatı için denendiğinde bile direnmedi, Bize nasıl davranacağımızı ve ilkeleri anlatmaya devam etti. Maneviyatımızı geliştirmek için tövbelere ihtiyacımız olduğunu öğretti.  Roma (devlet) ile çatışmamızı değil. Bize çok önemli yaşam yasalarını verdi.

 

Mat  5:41,44: "Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün. ... Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.

 

Mesih bir barış adamıydı ve takipçileri onun gibi olmalıdır asla adalet için şiddete başvurmadı ve savaşmadı. İnsanları, dışsal (kendileri dışında ki durumları değil, düşüncelerini bu yönde değiştirmek istedi. Açları besledi, hastaları ve günahkarları iyileştirdi.

 

Tanrı krallığının iyi haberi tövbe etmeyi ve vaaz etmeyi hatırlattı. Bunlar hayatının endişeleriydi, siyaset ve protesto değildi...

 

3) İlk Hıristiyanlar ne gibi önerilerde bulundu?

 

Bütün gerçek Hıristiyanlar bir barış ilkesi peşindeydiler.

 

İbr  12:14 Herkesle barış içinde yaşamaya, kutsal olmaya gayret edin. Kutsallığa sahip olmadan kimse Rab'bi göremeyecek.

 

Rom  12:18 Mümkünse, elinizden geldiğince herkesle barış içinde yaşayın.

 

1Pe  3:11 Kötülükten sakınıp iyilik yapsın.

Esenliği amaçlasın, ardınca gitsin.

 

Ne güzel bir bakış açısı! Petrus şöyle söylemişti:

 

Pe  2:20-21 Çünkü günah işleyip dövüldüğünüzde dayanırsanız, bunda övülecek ne var? Ama iyilik edip acı çektiğinizde dayanırsanız, Tanrı'yı hoşnut edersiniz. Nitekim bunun için çağrıldınız. Mesih, izinden gidesiniz diye uğrunuza acı çekerek size örnek oldu.

 

Pavlus ise hapsedildiğinde zamanında şunu yazmıştı.

 

Flp  4:11 Bunu ihtiyacım olduğu için söylemiyorum. Çünkü ben her durumda eldekiyle yetinmeyi öğrendim.

 

Kutsal kitap bizi isyan ve onu beraberinde getiren şiddetten bizi uzak kalmayı öğretiyor ve rehberlik ediyor. Bir hristiyanın bakış açısı güçlü olmak zorundadır. Çünkü Tanrı'dan başka güç yoktur. Var olan güçler ve her şey Tanrı tarafından yönetilir.

 

Tanrı'nın gücüne ve takdirine karşı isyan edersek aslında Tanrı'nın karar verdiği şeye karşı isyan etmiş olmaz mıyız? Ve bunu yapanlar bir anlamda kendileri için ceza almaları olağan bir durumdur.

 

Rom  13:1-2 Herkes, baştaki yönetime bağlı olsun. Çünkü Tanrı'dan olmayan yönetim yoktur. Var olanlar Tanrı tarafından kurulmuştur. Bu nedenle, yönetime karşı direnen, Tanrı buyruğuna karşı gelmiş olur. Karşı gelenler yargılanır.

 

Rom  13:3 İyilik edenler değil, kötülük edenler yöneticilerden korkmalıdır. Yönetimden korkmamak ister misin, öyleyse iyi olanı yap, yönetimin övgüsünü kazanırsın.

 

 

Tit  3:1-2 Yöneticilerle yönetimlere bağlı olmaları, söz dinlemeleri ve iyi olan her şeyi yapmaya hazır olmaları gerektiğini imanlılara anımsat. Kimseyi kötülemesinler. Kavgacı değil, uysal olsunlar. Herkese her zaman yumuşak davransınlar.

 

1Pe  2:13 İnsanlar arasında yetkili kılınmış her kuruma gerek her şeyin üstünde olan krala gerekse kötülük yapanların cezalandırılması, iyilik edenlerin onurlandırılması için kral tarafından gönderilen valilere Rab adına bağımlı olun.

 

Yasalar Tanrı'nın emirlerine tamamen aykırı olduğunda Hıristiyanlar yöneticilerine bu istisna dışında uymalıdır. Böyle bir durum olduğunda insanlar yerine tanrıya itaat etmeliler.

 

Elç  5:29 Petrus ve öbür elçiler şöyle karşılık verdiler İnsanlardan çok, Tanrı'nın sözünü dinlemek gerek.

 

Petrusun bunu söylemesinin en büyük sebebi, o dönemde ki yetkililer, İsa Mesih’in öğrettiklerini milletlere anlatmayın demişlerdi. Ancak elçiler söylenenin tam tersini yaptılar Çünkü elçiler İsa’nın gidin ve bu müjdeyi her kese söyleyin ki herkes duysun dediğini biliyorlardı.

 

Mar  16:15 İsa onlara şöyle buyurdu: “Dünyanın her yanına gidin, Müjde'yi bütün yaratılışa duyurun.

 

Elbette Tanrının ve İsa’nın emirleri yaşamlarımızda ki ilk sırada olması gerekiyor.

 

Daniel’in üç arkadaşı vardı ve kral tarafından altından yapılmış bir puta İbadet etmeleri istenmişti ancak bu talebi reddettiler.

 

Dan  3:18 Ama bizi kurtarmasa bile bil ki, ey kral, ilahlarına kulluk etmeyiz, diktiğin altın heykele tapınmayız.

 

 

4) Bir Hıristiyan seçime katılmalı mıdır?

 

Hristiyanların sandıklara gitmemeleri için çok iyi bir neden var:

 

Dan  4:17 Öyle ki, her canlı Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve onları dilediği kişiye, en hor görülen birine bile verebileceğini bilsin.

 

Tanrı dünya yasalarını ve dünyasal sisteme ait her şeyi kontrol eder. Tanrı'nın her şeye sahip olması ve kontrol ediyor olması demek insanları kullanarak tasarılarını hayata geçirir. Aynı zamanda amacına izin verdiği şeyler aracılığıyla ulaşır. Hıristiyanlar oy kullanırsa, Tanrı'nın iktidarda olmasına izin vermeyeceği  birini destekleyebilirler.

Bizim burada  liderleri seçmemiz için Tanrının bir talebi ve ihtiyacı ilkesini göremiyoruz. Bizler oy vermek zorunda mıyız? Hayır, böyle bir zorunluluğumuz yoktur.

 

 

5) Hangi liderliği aramalı ve desteklemeliyiz?

 

Sadece bir yol olabilir. İsa şöyle demişti;

 

Mat  23:9-10 Yeryüzünde kimseye ‘Baba’ demeyin. Çünkü tek Babanız var, O da göksel Baba'dır. Kimse sizi ‘Önder’ diye çağırmasın. Çünkü tek önderiniz var, O da Mesih'tir.

 

İnsanlığa ait krallıklar bi gün yok olacaktır.

 

Dan  2:44 Bu krallar döneminde Göklerin Tanrısı hiç yıkılmayacak, başka halkın eline geçmeyecek bir krallık kuracak. Bu krallık önceki krallıkları ezip yok edecek, kendisiyse sonsuza dek sürecek.

 

İsa’nın krallığı gelecektir

 

Mat  19:28 İsa onlara, “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi, “Her şey yenilendiğinde, İnsanoğlu görkemli tahtına oturduğunda, siz, evet ardımdan gelen sizler, on iki tahta oturup İsrail'in on iki oymağını yargılayacaksınız.

 

Bizler onu seçtik bizim kralımız o’dur. Başka bir liderin peşinde gitmeyeceğiz. İsa’nın kusursuz oluşu ve onun mükemmel Krallığı ebedidir. Eğer emirlerini yerine getirirsek onun gibi yer yüzünde kurulacak olan krallığında hüküm süreceğiz.

 

2Ti  2:12 Dayanırsak,

O'nunla birlikte egemenlik süreceğiz.

O'nu inkâr edersek,

O da bizi inkâr edecek.

 

 Hıristiyanların beklediği gün İsa’nın geldiği gündür.

 

Va  22:20 Bunlara tanıklık eden, Evet, tez geliyorum! diyor. Amin! Gel, Efendimiz İsa!